MASAJ MANUPLASYONLARININ SERTLİĞİ
Her hastanın doku bulguları ve acıya dayanıklılığı değişik olduğu için, bu konuda bir kural vermek olanaksızdır. Ancak genel bir deyimle, "masaj, gereği kadar yumuşak, yeteri kadar sert olmalıdır" denebilir.
Tedavi masajının gerekli görüldüğü yumuşak dokular genellikle sert, gergin ve ağrılıdır. Bu durumda ağrısız masaj yapılamayacağı gibi, masaj yapıyorum diye hastayı acı içinde kıvrandırmak da masaj değildir. Bu şekilde yapılan masajlarda hasta, acının etkisiyle kaslarını istem dışı gereceğinden, beklenen sonuç alınamaz. Usta bir masör, böyle durumlarda masaja gayet hafif başlar, hastanın gösterdiği reaksiyonu kontrol ederek masajın dozunu ayarlar ve aralara serpiştireceği okşayıcı öflorajlarla onu teskin eder. Doku bulguları iyileşip, duyarlık azaldıkça, genellikle 7-8 seans sonra, yavaş yavaş masajı sertleştirir.
Hastaya acı vermeyeceğim diye deriyi sıvazlamakla geçiştirmek, kaslara dokunup geçmek de masaj değildir. Bu tip masaja, masör dilinde "toz almak" denir. Daha sonra geniş olarak açıklanacağı gibi, masajın kasa etkili olabilmesi için, kasların kemiklere yapıştıkları yerlerden gerilip esnetilmeleri gerekir.
İlk günlerde ortaya çıkabilecek yüzeysel ekimozlar, yani morartılar önemli değildir ve genellikle masajın kesilmesini gerektirmez. Dokuların direnç kazanması ve kan dolaşımının düzene girmesiyle, bir kaç gün sonra kendiliğinden emilip kaybolurlar. Hastalar ve etrafındakiler morartıları görünce korkabilirler. Durumun kendilerine vaktinde açıklanmasıyla, paniğe kapılmaları önlenebilir.
Masaj, uzun tecrübeler sonucu öğrenilebilecek bir el hüneridir. Tedavi edilen dokulardaki değişiklikleri değerlendirebilmesi için de, teorik bilgiler yanı sıra bol pratiğe gerek vardır. Bu nedenle, manipulasyonların sertlik derecesi kitaptan değil, pratik çalışmalarla edinilen tecrübelerle öğrenilebilir. Gerekli süre ise aylarla değil, yıllarla ölçülür.