MASÖR
Masajın tarihsel gelişimi bölümünde de belirtildiği gibi, eski Yunancada ki "massein" kelimesinin Fransızca karşılığı olan "massage"ın dilimize girmiş şekli olan "masaj", yoğurma anlamına gelir. Masaj yapan erkeklere Fransızca da "masseur", kadınlara da "masseuse" ismi verilir. Bu sözcüklerin Türkçe okunuşları "masör " ve "masöz" dür.
Gerçek masörlük pek kolay bir iş değildir. Günde ortalama 15-20 masaj çıkarması gereken bir masörün, tam anlamıyla çalıştığı takdirde, ne denli yorulacağı tahmin edilebilir. Bu nedenle, masörün kuvvetli ve dayanıklı bir bünyeye sahip olması gerekir. Narin yapılı, ince kollu ve elleri küçük olanların başarılı bir masör olmaları zordur.
Sıcak, kuru, kuvvetli, büyükçe ve esnek eller, masörde aranan ön koşullardandır. Parmak ucu kubbeleri sivri ve ince değil, yuvarlak ve gelişmiş, yani etli olmalıdır. Tırnaklar, kısa kesildiklerinde parmaklan aşmamalıdır. Uzun tırnaklar, hastanın derisini çizer ve batar. El bilekleri kalın olmalı ve parmaklar geriye doğru çok esnememelidir. Eller çabuk yorulursa, öğrenim döneminde dikkatle izlenmeli, ilerisi için verilecek kararda iyi düşünmelidir. Doğuştan nemli ve soğuk eller, masör için uygun değildir. Gelişme çağında olan genç kızların, ellerinin kan dolaşımı genellikle düzensizdir. Soğuk havalarda, menastrasyon bozukluklarında, ruhsal gerginliklerde eller hemen morarır, soğur veya terler. Bu haller, öğrenimin ilk yıllarında genellikle kaybolur ve meslekte kalmalarına engel değildir. Masaja ilk başlayanlarda eller, esasında kuru olmakla beraber, ilk haftalarda terleme olabilir. Böyle bir işi ilk defa yapmalarından ileri gelir normaldir ve kısa bir süre sonra kaybolur. Terin artmasına neden olacağından, bu tipler elleri ni sık yıkamamalıdırlar. Bu devrede, öğretmen öğrencisine durumu açıklayıp, ruhsal yönden desteklemeli ve paniğe kapılmasını önlemelidir.
Masör, insan anatomisini, fizyolojisini, hiç olmazsa kasların yerlerini, biçimlerini, fonksiyonlarını, büyük sinirlerle lenf ve kan damarlarının gidiş yönlerini, eklem hareketlerinin sınırlarını, öz de olsa bilmelidir. Kitabın hacmini gereksiz yere büyütmemek için ve klasik bilgilerin tüm anatomi kitaplarından edinilebileceği düşüncesiyle bu konuya yer verilmemiştir. Hasta, tedavi süresinde kendini tamamen bırakıp gevşeyebilmelidir. Bu nedenle, gereksiz konuşmalarla hastayı tedirgin edip, kendini dinletmek zorunda bırakmamalıdır. Ne var ki, tedavi amacıyla yapılan masajlar genellikle, en azından ilk günlerde, acı verecek derecede ağrılıdır. Böyle durumlarda da masör, ikna edici, bilinçli kısa konuşmalarla hastaya durumu açıklayarak, onu teskin etmelidir. Bunun aksi de olabilir. Yani, bazı hastalar tedavi süresince aralıksız konuşmak isterler. Onlara da, kısa ve nazik sözlerle, gevşeyip, kendini masajın etkisine bırakabilmesi için konuşmaması gereği hatırlatılmalıdır.
Masörün elleri, gerçekte onun gözleridir. Üzerinde çalıştığı dokunun niteliğini ve değişmeleri değerlendirebilmesi için dikkatini ellerine yoğunlaştırmalı, çevresiyle ilgilenmemelidir. Ellerinin altındaki maddenin, rendelenecek bir ağaç parçası veya sıkılacak bir çamaşır değil, canlı insan dokusu olduğunu unutmamalı, dokularda oluşan reaksiyonları dikkatle izlemelidir.
Masör, vücut, üst baş ve el temizliğine dikkat etmeli, eller her masajdan önce ve sonra sabunla yıkanmalı, forma ütülü ve temiz olmalıdır. Formasına sigara kokusu sinmiş olanlar ve teri kokanlar, çok daha dikkatli olmalıdırlar. Kendisine bakmasını bilmeyen, başkasına yararlı olamaz!
Tüm tıp branşların da olduğu gibi, masör de insanları sevmeli, onların dertlerini dinleyebilmeli, merhametli olmalıdır. İnsanları, özellikle hastaları sevmeyen, şefkat gösteremeyen insan, gerçek masör olamaz.
Masör, tedavi konusunda hekimin yardımcısıdır. Özellikle tedavi masajlarında, hekim talimatı olmadan hastaya el sürmemeli, masaj süresinde, dokularda ortaya çıkabilecek her türlü değişiklikten hekimi haberdar etmelidir.