VÜCUDUN DİLİ
Sağlıklı yaşam, sürekli genç kalmak ve güzellik, insanların sahip olmak için çırpındığı değerlerdir. Ne var ki, sağlıklı olmanın değerini çok kez dolaylı yoldan, hastalandığımızda anlarız. Hastalanan kişi, hastalığın dışardan geldiğini ve rastlantı sonucu kendisini bulduğunu düşünür. Yaşam koşullarına, streslere ve zorlanmalara organizmanın tinsel ve bedensel bir dizi olumsuz belirtilerle yanıt verdiğinin bilincinde olursak, hastalıkları bir düşman gibi görmeyip, rastlantı olmadıklarını da anlarız. Vücut, içerde bir şeylerin yolunda gitmediğini anlatmak istemektedir. Örneğin, dost ve ahbaplarımızla birlikte bulunduğumuz bir eylencede, görünürde hiçbir neden yokken birden bire mide ya da baş ağrısı başlayabilir. Daha önce hiç bir yakınma yokken ve o an yalnız eğlenmeyi düşünürken, vücudumuzdan olumsuz bir tepki gelmiştir. Çevrede geçen olaylar anımsadığında, oradaki birisiyle aramızda arzulanmayan bir olay geçmiş ya da rahatsız edici bir konudan söz edilmiş olabilir. O an için olayın üzerinde durmamış, ya da durmak istememişizdir. Ama vücudunuz, içerden dışarı haber göndererek bazı şeylerin yolunda olmadığını haber vermektedir.
Farkında olmadan organizmanın iç düzeni sarsılmıştır.Sırttaki ağrının uzun süre öne eğik oturmaktan; beldekinin ise uzun süre hareketsiz ayakta durmaktan kaynaklandığını düşünmemiş olabiliriz. Ama organizma, bir şeylerin yanlış yapıldığını kendi diliyle anlatmakladır.
Bu nedenlerle, sağlıklı yaşayabilmemiz için, vücudumuzla tanışıp, onun dilini anlamamız gerekir. Ne demek istediğini anlamaya çalışırsak, iç dünyamızdan daha fazla mesaj almayı öğrenmekle kalmaz, ufak bir ağırının, ya da hastalığın anlamanı daha iyi kavrarız. Bu şekilde hastalıkla kurulan bağlantı, hatalı tutumumuzu değerlendirme olanağı verir. Kurulan ilişki, olayı çözümlememizin, dinlenmemizin gereğini işaret ederek, tekrar sağlığımıza kavuşmamız için önlemler almamızı anımsatır.
Ancak, geçici önlemlerle, örneğin ağrı kesici alarak ağrının durdurulmasıyla hastalık iyileşmiş olmaz ve her an yineleyebilir. Gerekli olan, ağrının gerçek nedeninin araştırılması, derinlemesine giderek kökünden tedavisinin sağlanarak tekrarının önlenmesidir. Dizinizdeki ağrı için analjezik alırsak, ağrı kesilir ve daha rahat yürüyebiliriz. Fakat, hastalık devam ettiği için, üzerine yük vermekle dizin daha çok yıpranmasına ve durumunun kötüleşmesine neden olur. Daha ilk küçük ağrıların başlamasında verdiği mesaj önemseyip değerlendirilir, gerçek tedavi yönüne gidilirse, diz çok daha uzun süre kullanılabilir.